EDİTÖRÜN SEÇİMİ
Kırpılmayı
Sevmeyen Koyun
Gemma Merino’nun
yazıp resimlediği Ağaca Tırmanan İnek ve Suyu Sevmeyen Krokodil kitaplarımız
kısa sürede en sevilen kitaplarımız arasında yerlerini aldılar.
Bu sene, Gemma
Merino’dan yepyeni bir kitabımız daha var!
İşte karşınızda
Kırpılmayı Sevmeyen Koyun Lola!
Yazarın diğer
kitaplarından da alışkın olduğumuz üzere, bu kitapta da diğer koyunlardan
oldukça farklı, son derece sıra dışı bir koyunla karşı karşıyayız. Kahramanımız
Lola’nın, çiftlikteki diğer koyunların aksine, güzel mi güzel, parlak ve ipeksi
tüyleri vardı.
Böyle güzel
tüylere sahip olmak elbette çok zahmetliydi. Lola, tüylerine çok özen
gösterirdi. Her gün, tüylerini güzelce yıkar ve kuruturdu. Sonra da aynanın
karşısında saatlerce tarardı. Tüylerinin güzel gözükmesi onun için her şeyden
daha önemliydi.
Ama bir gün...
Artık yazın tamamen kendini hissettirdiği, havanın sımsıcak olduğu bir gün, tüm
koyunlar sırayla kırpılacaktı! Çiftliğin artık gelenekselleşmiş bu kırpılma
gününden kaçış şansı yoktu. Mecburen Lola da kırpılacaktı!
Muhteşem tüyleri
gittiğinde, Lola kendini biraz tuhaf hissetti. Güzel tüyleri olmadan kendini
eksik hissediyordu. Bu yüzden tüyleri yeniden uzayana kadar uzak bir köşede
beklemeye karar verdi.
Lola bekledi,
bekledi, bekledi ve... Sonunda tüyleri uzamaya başladı. Ama bir tuhaflık vardı.
Lola’nın tüyleri eskisi gibi yumuşacık, ipeksi ve düz değil; kıvır kıvır ve
karmakarışıktı!
O sırada, ağacın
dalından Lola’nın başına minik bir kuş yumurtası düştü. Lola’nın tüyleri öyle
çok, öyle kabarıktı ki, başına düşen yumurtayı hissetmedi bile. Karmakarışık
tüylerini düşünerek mutsuz bir uykuya daldı Lola.
Ama yeni gün her
zaman yeni umutlarla gelir. Ertesi gün, Lola, başındaki minik kuşun neşeli
şarkılarıyla uyandı! Lola bu minik misafirini görür görmez çok sevdi.
Lola’nın hiç
sevmediği bu yeni karmaşık ve kıvırcık tüyleri minik kuşa harika bir ev
olmuştu. Lola ve minik misafir çok iyi arkadaş oldular. Minik kuş gün geçtikçe
büyüdü, uçmayı bile öğrendi. Lola’nın tüyleri ise kabardıkça kabardı. Hava da
iyiden iyiye ısınmıştı.
Lola, tüylerini
kırptırmak istiyordu. Minik kuş da dünyayı keşfetmek. Birbirlerine “hoşça kal,”
deyip ayrıldılar.
Lola çiftliğe döner dönmez tüylerini kırptırdı. İşte rahatlık buydu!
Lola çiftliğe döner dönmez tüylerini kırptırdı. İşte rahatlık buydu!
Artık parlak, düz
ve ipeksi tüylerini hiç özlemiyordu. Hatta bu sefer tüylerinin daha da kabarık
olmasını istiyordu. Çünkü... bir sürü ama bir sürü küçük misafir ağırlamak
istiyordu!
32 sayfalık bu
tatlı, minik kitap, içinde kocaman bir hikâye barındırıyor. Bu öyle büyük bir
hikâye ki hem yetişkinlerin hem çocukların bu kitaptan öğreneceği çok şey var.
Ama en önemlisi,
ne olursa olsun, kendini sevmek.
Her şey değişir,
tüylerin değişir, yüzün değişir, bedenin değişir, evin değişir, yaşadığın
şehir, ülke değişir, arkadaşların değişir... Her şey ve herkes sürekli bir
değişim içindedir. Etrafın ve dış görünüşün ne kadar değişirse değişin, içinde
bir yerlerde değişmeyen bir sen, bir öz var. O özü, o sen’i bulabilirsen, kendini
her halinle kabullenip sevebilir, bu yeni halinin sana neler getirdiğini
keşfedebilirsin.
İşte bu da dış
görünüşe ve diğer tüm geçici şeylerden değil, karakterden ve sahip olduğumuz
değerlerden beslenen bir özgüven ve mutlu bir kalple mümkündür.
Minik
okurlarımıza bundan daha değerli ne verebiliriz ki?
Melike Hendek
Yorumlar
Yorum Gönder